Rakam çok büyük gelmedi bir an gözüme ama hatıraları bir ömür gibi sanki. Dün ani bir kararla madem odayı eylüle kadar boşaltacağım, beklemenin ne anlamı var diye düşündüm. Başladım bir yerinden. Kapının dışındaki ve dolaplardaki sizlere ömür. Action Figureleri de yıkayarak kutulama işlemi başladı. İki ayrı koldan ilerliyoruz. Tabi ki bazıları çöpe değil yeni eve benimle gelecek. O kadarını yüreğim kaldıramaz herhalde. Değişmeli olarak duvarları süslerler. Ama o ev de üst üste asılmış 3-4 posteri kaldırabilir mi bilmiyorum. Zaten biliyordum ama çok daha iyi anladığım şey bu olayı bu kadar zor olacağıymış. Düşünsene hayatını geçirdiğin yer artık olmayacak. Vay be diyorum bazen. Zaten sadece 1/10’unu kaldırmama rağmen oda bomboş gözüküyor. Daha tavandakiler filan da var. Herkes daha çok erken, ne bu heyecan filan diye düşünüyor da o oda öyle 2-3 günde toparlanacak gibi değil ki. Bunun çöpe gidecekleri, bağışlanacakları, kutulanacakları vs vs var da var. Daha şimdiden “neleri satabilirim?”i bile düşünmeye başladım ve ilk talihli Slipknot t-shirtü oldu. Alıcısı olur umarım. Ayrıca aslında erken de değil. Yani sonuçta eylülde eve çıkıyorsak, evin önceden hazırlanıp bitmiş olması lazım. Haliyle eşyalarında yerleşmiş olması lazım. Çalışan insanlarız sonuçta sadece akşamları ve hafta sonlarımız var. İlerde de bu işlerler uğraşmamak için şimdiden hareket lazım. Nerede hareket orada bereket.